Kim Dost Kim Düşman?
İlk zamanlar ile şimdiki zamanlar arasında dost ve düşman tanımımız çok değişti. Eski dostlarımızın dost olmadıklarını, düşmanlarımız ise dostluğumuza ihtiyaçları olduğunu gördük.
Geçmişte bizim dost olarak belirlediklerimizin yüzlerinde maskeler vardı. Asıl yüzlerini şimdiye kadar hiç görmek istemedik. Sadece bizlere dinlettikleri müziği bildik. Bu sesinde Mozart olduğunu söyleyip durdular. Bizde dinlediğimiz müziğin Mozart olduğunu sandık. Bizler Mozart’ın sesini dinlerken onlar etrafımızda ateşler yaktılar. Onlara bir şeyler olduğunda bizler dostlarımızı yüzüstü bırakmamak için yanlarında yer aldık, alamadıksa bile tarafsızlığın tarafında kalarak onlarla olduk. Bizler onlardan bir şeyler istediğimizde ‘’bizler ilişki içindeyiz, bilirsiniz ilişkilerde karşılıklı çıkarlar söz konusudur’’ demeye başladılar. Yani almak için vermek gerektiğini söylediler. Bu işlere şaştık kaldık. Oysa biz onlardan gelen isteklere nasıl yanıt vermiştir? Böylelikle dostlarımızın yüzlerini görmeye başladık.
Aslında bizim dostumuz gibi görünerek bizlerden faydalanmışlardı. Bize dinlettikleri müziğin Mozart’ın senfonisi olmadığını da anlamaya başladık. Meğersem o müziğin sesi Mozart değilmiş, top ve tüfek sesiymiş.
Bunca yıl etrafımızda ki ateşler yüzünden; ateşin arasında kalan akrep gibi kendi kendimizi şoktuk. Çünkü gözlerimizi bağlamışlardı. Gözlerimizi açtığımızda etrafımızdaki ateşin bir yanılsamadan ibaret olduğunu görmeye başladık. Önceden yadsıdıklarımızla ilişkilere geçerek aslında onların düşman olmadıklarını anladık. O kadar ileriye götürdük ki kendilerinin bizlere reva görmediklerini kendi aramızda yaparak, vizeleri kaldırdık.
Eski dostlarımız şimdi bizi içimizden sokmaya başladılar.
Ekleyen : EmPeRYaL