Ana ve Evlat!!!
Pazartesi öğlen, kasabadan ilçeye gelen otobüse bindim. Yaşlı bir kadın önümdeki koltuğa oturdu. Otobüsün hareket saatini bekliyoruz. O sırada 35- 40 yaşlarında bir adam otobüsün kapısına geldi, ” Ana napıyorsun ” dedi yaşlı kadına. “İyiyim oğlum” dedi, hatrını sordu oğlunun. “İyiyiz işte, sen gelip gitmediğinden bilmezsin bizi, zengin oğlunun yanına gidersin” dedi oğlu. “O nasıl söz oğlum, ana ayırt eder mi” dedi. “Ediyorsun işte, sen zengin oğlunu seversin, neyse hadi eyvallah” dedi gitti adam. Kadın bana bakıp ” Görüyor musun şunu, ana ayırt eder mi evladını, kendi ilçede oturuyor, burada belediye de çalışıyor, öğlen arası gelip sorsa, oturup yemek yese olmaz mı dedi. Ben de ” Teyze onlar uzak duruyorsa sen yakın ol, gelin beni götürün de, şu ihtiyacımı alın de, telefon aç sen sor, sen uzak durursan onlar da uzak olur, sen yakın davran ki yakınlaşasınız” dedim. Kadın ağlamaya başladı. Çok defasında bu oğlunun evine gittiğini ama karısının kendisini istemediğini, bir gün gelinini “gelin ananızı götürün” diye diğer çocuklarına telefon açarken duyduğunu anlattı. Ağladı… “Şimdi hastalıklı bile değilim, elim ayağım tutuyor şükür ama yine de istenmedim” derken yine süzüldü yaşlar yanaklarından… İçim parçalandı. Hemen zihnim karıştı, annemi üzdüm mü acaba diye, gönlünü kırdım mı? Yok herhalde… Allahım, anne-babamızı üzmüş bir şekilde karşına çıkmayalım. Boşuna mı denmiş ” Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil” (Alıntı)
Ekleyen : EmPeRYaL